kitap hakkında
Güneş, ay ve yıldızların yaratılış amacı, yalnızca ışık verip dünyayı aydınlatmak olamazdı. Onlar, insanın yaşadığı sorunları da aydınlatmak üzere yaratılmış olmalıydılar…
~ Kalbimiz ve hayat bizim için bir uğrak yeriydi. Gelenler geliyor, bir süre kalıyor, sonra gidiyorlardı. Burası kalıcı bir yer değildi. Kalanların kalma zamanları farklıydı o kadar…
~ İnsan Rabbini kaybettiğinde nesneler arası ilişkiler dağılıyor, her nesne bir tespih tanesi gibi bir tarafa saçılıyor. Bir nesne başka bir nesne için anlam ifade edemiyor. Bir nesnenin başka bir nesne ile neden birlikte bulunduğunun bir açıklaması olamıyor.
~ Gökyüzü huzurluydu. Gökyüzünde haset yoktu. Gökyüzünde nesneler arasında birbirinin imrenme, gıpta etme duygusunu tahrik etmek de yoktu.
~ Yeryüzünde ne kadar karmaşa varsa, gökyüzünde o kadar düzen vardı…
~ İnsan yeryüzünde yaşarken onun sıkıntılarını da hisseder. Gökyüzü ise insan için hiçbir zaman dert, sıkıntı kaynağı olmamıştır.
Yeryüzündeki sorunlara ve kendi sorunlarına uzun süre aynı yerden bakan bir insan, sorun çözme yeteneğini kaybeder, sonra da sorunların çözümsüzlüğüne inanmaya başlar.
Bu yüzden insan sık sık hem kendisine, kendi yaşamına, hem de çevresindeki nesnelere baktığı yeri değiştirmelidir.
~ Gökyüzüne dokunmadıkça ayağımızı yeryüzüne güvenle basamayız. Kendimizi tanımanın yollarından biri de gökyüzüne bakmaktır.
~ Aşık olmanın ve aşkını kaybetmenin şaşkınlığı insanları birleştirir ve onların bakışlarını gökyüzüne çevirir. Aşık olan insanlarla aşkını kaybetmiş olanların diğer bir ortak özelliği, saatlerce deniz kenarında yaptıkları yürüyüşlerdir.
Gökyüzü ile denizin ortak özelliği, belki de uçsuz bucaksız, sonsuz görünmeleridir. İnsan denizde de gökyüzünde de sonsuzu arar…
~ Aydaki huzur Yaratıcının özelliklerini bilinçli insana anlatmasıyla ilgili olmalıydı. Yaratıcının sonsuz isimleri ayda tecelli ediyor, üzerinde bu isimlerin tecelli etmesi ayı güzelleştiriyor, ay kendisine verilen görevi yapmanın zevki ve huzuruyla semada neşeyle dolaşıp duruyordu.
~ Ay içinde taşıdığı şey olmanın huzuruyla doluydu. Ay, kendini bulmuştu. Belki de bu yüzden bencil değildi. Seyredilmenin, beğenilmenin, övülmenin, takdir edilmenin peşinde değildi.