Haftanın Şiiri
Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.
Bir şehir kadar kalabalıktır bazıları
Bir dehliz kadar karanlıktır bazıları
Konuşurlar
İsterler
Susarlar
Dinlememişseniz nice yıl kalbinizi
Ev meslek iş para geçim diyerek
Düşünün şimdi bir de
Şehirlerde kasaba ve köylerde
Başını eğmiş kalbiyle söyleşen bir kişi olduğunuzu.
A. CAHİT ZARİFOĞLU
Damlardaki kar, saçaklardaki buz,
Kanı kaynayan suya dar geliyor.
Haberin var mı?
Oluklardan
Akan su sesinde bahar geliyor.
Duy güneyden estiğini rüzgarın;
Göreceksin neler olacak yarın.
Yuvada çırpınan yavru kuşların
Uçmak hevesinde bahar geliyor.
CAHİT SITKI TARANCI
Gölgesinde otur amma
Yaprak senden incinmesin
Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin
Yollar uzun yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
Yat kurban ol İsmail’ce
Bıçak senden incinmesin
Burdayım de ararlarsa
Doğru söyle sorarlarsa
Tabutuna sararlarsa
Bayrak senden incinmesin
İl göçsün göçtüğün vakit
Yol yansın geçtiğin vakit
Suyundan içtiğin vakit
Kaynak senden incinmesin
Toz konmasın sakın sana
Hakkı geçer halkın sana
Gücenmesin yakın sana
Uzak senden incinmesin
ABDURRAHİM KARAKOÇ
Sessizliğin bir sesi var…
Şehirde varlığından habersiz
olduğumuz ses.
Kesintisiz öten cırcır böcekleri mesela…
Kıyıdaki çakılların üzerinden ağır ağır çekilen
dalgalar…
Ve rüzgar.
Ah o başına buyruk rüzgar!
Durup dinlemeliyiz.
Hepsinin bize anlatacakları var.
Bilmeli ki…
Seslenen susar.
Bakılmayan kaybolur.
Dokunulmayan solar.
Buluşunca kıymetlerini bilmek gerek.
HAŞMET BABAOĞLU
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır.
Okumaktan mana ne kişi Hakk’ı bilmektir.
Çün okudun bilmezsin ha bir kuru emektir.
Okudum bildim deme çok taat kıldım deme
Eri Hak bilmez isen abes yere yelmektir.
Dört kitabın manası bellidir bir elifte
Sen elif dersin hoca manası ne demektir.
Yunus Emre der hoca gerekse var bin hacca
Hepsinden iyice bir gönüle girmektir.
YUNUS EMRE
Gün olur, alır başımı giderim
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!..
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur, başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi…
ORHAN VELİ KANIK
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı
Bitmeyen işler yüzünden (siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile anlatmaya yeterken her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı
Gecelerde ve yalnız
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı
BEHÇET NECATİGİL
Bir an kayboldum gibi! yaşadım kıyameti
Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti
Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma
Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından
Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde
Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde
Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş
Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş
Soluğum bir kuş gibi uçuyor ellerine
Kapılıp gidiyorum saçının sellerine
Gözlerinden göğüme sayısız yıldır akar
Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar
Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın
Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın
Tabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibi
Yüzüne kar yağıyor sanki elinmiş gibi
Sensiz geçen zamanı belli yaşamamışım
Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışım
Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden
İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden
Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm
A. ERDEM BAYAZIT
Bütün saadetler mümkündür…
Şu kapının açılması,
İçeri girivermen,
Bahar, kuşlar, gündüz
Ve bütün dünya
Bir an içinde gürültüsüz
Bütün saadetler mümkündür…
Bahtsızların biraz gülümsemesi…
Körlerin gün görmesi,
Mümkündür bütün mucizeler…
Ana, baba, evlat, bütün kaybolanlar…
Ebedi bir sabahta buluşmamız bir daha.
Ölüler! Hepimiz için yalvarın Allah’a…
ZİYA OSMAN SABA